Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) daha önce kuruluş izni verdiği Rabobank’a faaliyet izni verdi.
TÜRKİYE’NİN YENİ BANKASI: RABOBANK
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan BDDK kararında, “Kurulun 1 Ağustos 2013tarihli sayılı kararı ile kuruluş izni verilen Rabobank A.Ş.’ye faaliyet izni verilmesine karar verilmiştir” denildi. Hollanda merkezli mevduat bankası olan Rabobank, Türkiye’de tarım ve gıda alanında faaliyet gösteren kurumsal firmaların tercih ettiği banka olmayı hedefliyor.
Android için Chrome 39, Lollipop’a özel yapılan önemli yeniliklerle birlikte yayında!
Chrome 39’un yenilenen Android sürümü, Lollipop’un en iyi işlevlerinden biri olan “kart yığınını” web tarayıcısına taşıyor.
Renkli durum çubukları ve geliştirilmiş çoklu görev gibi yeniliklerden en çok Android Lollipop kullanıcıları faydalanıyorlar. Bununla birlikte yeni, daha baskın “Geri al” düğmesini, sekmeleri kapattığınızda ekranın alt tarafında görebiliyorsunuz. Bu düğme, önceki Android sürümlerinde de gösteriliyor. Önceki Beta sürümünde ortaya çıkan Reader modu, bu sürümde kullanılabiliyor ancak onu önce chrome: //flags üzerinden etkinleştirmeniz gerekiyor. Reader modu, ekranda metin dışındaki gereksiz öğeleri ortadan kaldırarak okurken odaklanmanıza yardımcı oluyor.
Google’ın pek de belirgin olmayan değişiklik günlüğüne göre güncelleme, şu yeniliklerle geliyor:
Android 5.0 için yeni işlevler ve düzeltmeler.
Daha yüksek ağ performansı.
Çok sayıda hata onarımı.
Android Police’nin bir keşfine göre Chrome 39’un yeni Android sürümünde, sadece çevrimdışı oynanabilen bir dinozor oyunu da var.
Google‘ın en fazla değişiklik yapmayı sevdiği ürünü Gmail yine bir tasarım yenilenmesiyle karşı karşıya. Son sızan görüntüler Google’ın üzerinde çalıştığı ve yakında kullanıcılara sunmaya başlayacağı yeni Gmail arayüzünün tamamen yeni bir görsel düzenlemeden geçtiğini gösteriyor.
Geek‘in ortaya çıkardığı görüntülerde en dikkat çeken özellik sekme sisteminin ortadan kalkmış olması. Bunun yerine her şeyi alt alta sıralamanın tercih edildiği arayüzde “Yeni e-posta oluştur” kısmı da sayfanın sağ köşesine taşınmış durumda. Daha fazla e-postaları odağa taşındığını farkettiğimiz yeni Gmail tasarımında ayrıca hatırlatma yaratma kısmı da yine “Yeni e-posta oluştur” butonunun üzerinde yer alıyor.
Buna ek olarak “Starred” (Yıldızlı) yerine “Pins” ifadesinin geldiği yeni arayüzde ayrıca gelen kutusunda kullanıcıların e-postalar için oluşturduğu hatırlatmaları erteleme gibi yeni bir seçeneğin geldiği de görülebiliyor.
Bu yeni e-posta kurulum düzenlemesinde isterseniz her şeyi tam ekranda açabiliyorsunuz; ancak kullanacağınız özelliğin tüm sayfayı kaplamasını istemiyorsanız da Gmail pencereleri küçük olarak da ekranın bir bölümünde açmanıza izin veriyor.
E-posta görüntülemeyi ve milyonlarca e-posta içinden istediğiniz mesajı daha kolay bulup açmanızı kolaylaştıracağa benzeyen yeni Gmail tasarımının ne zaman kullanıcılara sunulacağı henüz belli olmasa da web üzerinde geçerli olacak olan bu arayüzle birlikte yine geçenlerde mobil görüntüleri sızan Gmail arayüzünün böylelikle birbirine yakınlaşması ve birbirine yakın zamanlarda kullanıcılara sunulması bekleniyor.
Daha önceden ismini sürekli duyduğum fakat merak edip bakmadığım bir servis, CloudFlare. Dün kurcaladığım ve bugün tüm sitelerimi cloudflare sistemine bağladım. Peki nedir bu CloudFlare? CloudFlare, sitenizi her açıdan güçlendiren, NS lerini yönlendirerek sitenizi emanet ettiğiniz, spam ve saldıralara karşı koruyan, dünya üzerindeki cache serverları ile sitenizin açılışını hızlandıran, sitenizin hızını minimum %40 hızlandıran ve sitenizin band kullanımını %60 azaltan bir servis…
CloudFlare, dünya üzerinde sahip olduğu birçok sunucuya sitenizi göndererek cache işlemi yapar. Böylece dünyanın farklı noktalarından sitenize girişler artık daha hızlı olur. Ayrıca cache işlemi sayesinde siteniz saldırı alıp kapanırsa alınan son cache kullanıcıya gösterilir.
CloudFlare panelinden sitenizin kullanıcı trafiğini görebilir, varsa sitenize yapılan saldırı ve spamları görebilir, engelleyebilirsiniz. Ücretsiz sürümde bile bu hizmetleri size sağlayan CloudFlare’yi, ücretli sürümleri ile daha çok servislerini kullanabilirsiniz.
Sizde bu sistemi hemen kullanmaya başlayabilirsiniz. Aşağıdaki adımları takip ediniz:
3- Ekle yaptıktan sonra “tarama” işleminin bitmesini bekleyiniz.
Resmi büyütmek için tıklayınız.
4- Tarama işleminden sonra, “Continue Setup” ile kuruluma devam edin.
5- Bir sonraki ekranda hiçbir değişiklik yapmadan, “Devam” yapınız. Çünkü tüm eksik işlemleri cloudflare tarama sonucu tamamladı.
6- Bir sonraki ekrandan, aşağıdaki resimdeki gibi ücretsiz planı seçiniz. SSL seçeneğinin ücretsiz planda olmayacağı ile ilgili bir uyarı alacaksınız, “OK” yaparak geçiniz. Ve ayarları isteğinize göre yapınız. Ben varsayılan ayarları hiç değiştirmedim. Devam diyelim.
Resmi büyütmek için tıklayınız.
7- Ve son aşama. Nameserverlarınızı güncelleyiniz ve devam et yapınız. Güncelleme sonrası siteniz artık CloudFlare’ye emanet. Farkı göreceksiniz.
Yahoo’nun dünyaca ünlü fotoğraf sitesi Flickr’ı bilmeyeniniz yoktur . Şuanda tek bir hizmet olarak işlev yürüten siteler arasında Youtube’den sonra dünyada en çok kullanıcıya sahip 2. site konumunda. Bu siteye fotoğraflarımızı yükleyebiliyor. Başkalarıyla paylaşıp fotoğrafımız hakkında fikir alıp verebiliyoruz. Ayrıca birçok dilde ve konuda açılmış gruplarda fotoğrafçılık üzerine profesyonel deneyimler yaşamanızı sağlıyor.
Ücretli ve ücretsiz iki tip üyelik sistemi olan sitede, ücretsiz üyeler en fazla 200 adet fotoğraf veya 200 adetten düşük ise 100 mb fotoğraf yükleyebiliyorlar ve video yükleme imkanı da bulunmakta. Yine ücretsiz üyeler en fazla 90 saniye uzunluğunda veya en fazla 150 mb büyüklüğünde video yükleyebiliyorlar. Ücretli üyelere ise fotoğraf ve video yüklemede herhangi bir sınır yok.
Yalnız site önceden kişilerin profiline ulaşmak için http://www.flickr.com/photos/29312674@N08/ şeklinde 29312674@N08 gibi profil adresi veriyordu. Site üyelerine kendi profil adresini (http://www.flickr.com/photos/profiladiniz) belirleme imkanı vermesine rağmen bir çok kişi bunu bilmiyor. İsterseniz buraya tıklayarak direkt profil adresimizi belirleme sayfamıza gidebiliriz. Kolay gelsin 🙂
Bu yazıda, ‘Twitter’da nasıl çevirmen olunur?’ sorusunun cevabını vereceğim… Bazı kullanıcıların profiline girdiğinizde şeklinde bir resim görebilirsiniz. Benim gibi bazı arkadaşların: ”Twitter’da o kadar çeviri yaptım ama neden ‘çevirmen’ ünvânı vermediler?” gibi soruları sorduğunu fark edince, ister istemez Twitter Translator ünvânı ile ilgili bir yazı yazma gereği duydum…
Twitter’da Türkçe’leştirme çalışmaları başladığında ilk duyuranlardan olmuştum… Türk kullanıcıların yardımı ile bugün Twitter’ın tamamına yakınını Türkçe olarak kullanıyoruz. Bu durum, kimileri için avantaj olsa da, Twitter İngilizce’yken kullanan kişi sayısının az olmasını sevenler için de bir dezavantaj olarak düşünülebilir. Zira Türkçe dil seçeneği sonrasında çocukların da uğraş yeri haline gelen Twitter’ın eski seviyesi artık yok…
Gelelim bizim meselemize… Twitter’da ‘Çevirmen’ olabilmek için, sadece çeviri yapmış olmanız yeterli değil. Onaylanmış çeviriniz olup olmadığını görmek için ise; https://translate.twitter.com/user/YusufSayi linkindeki ‘translate’ yazan yere kendi kullanıcı adınızı yazmanız yeterli olacaktır. Karşınıza gelecek sayfada çeviri önerileriniz ve oyladığınız çevirilerle ilgili ayrıntılı bilgileri görebilirsiniz. Dilerseniz onaylanmasını umarak yeni çeviriler de yapabilirsiniz =)
Bir an önce %100 Türkçe Twitter için, kullanan herkesi doğru tercüme için Twitter Translation Center’a bekliyoruz: http://translate.twttr.com
Önceki yazımda Digital Ocean dan VPS almayı ve VPS’imizi kurmayı anlatmıştım. Bu yazımızda, vps serverımız için kullanabileceğimiz ücretsiz bir panel kurmayı anlatacağım. Yaptığım araştırmalar ve denemeler sonrasında en yaygın ve geniş özelliklere sahip Webmin panelinde karar kıldım. Sizde denediğinizde gayet başarılı olduğunu göreceksiniz. 5$ lık vps için, 15$ cPanel lisansı almak hiç mantıklı değil. Buyrun kuruluma geçelim,
Not: Bu yazıda Centos 6.4 x64 ve Centos 6.5 x64 üzerine kurulum yapılmıştır ama diğer tüm Centos’larda da sorunsuz kurulacaktır.
Öncelikle SSH üzerinden root şifremizle VPS servera bağlanıyoruz. Bu işlem için Putty kullanabilirsiniz.
1 – Öncelikle putty’i açıp, server IP mizi yazıp bağlanıyoruz.
Resmi büyütmek için tıklayınız
2. Kullanıcı adımız olan “root” yazıp enterlıyoruz ve sonrasında şifremizi giriyoruz.
Resmi büyütmek için tıklayınız.
3. Öncelikle aşağıdaki kod ile sunucumuza perl kuruyoruz:
yum install wget perl
Yukarıdaki kodu yazdıktan sonra sunucumuz işlemler yapacak ve size devam etmek için soru soracak. Klavyemizden “y” tuşlayıp enterlıyoruz. İşlem bitince aşağıdaki gibi bir ekran göreceksiniz.
Resmi büyütmek için tıklayınız.
4. Klavyemizden cd yazıp enterlıyoruz ve aşağıdaki kodu yazıp enterlıyoruz.
wget http://www.webmin.com/download/rpm/webmin-current.rpm (bu kodu girip kurulum paketini indiriyoruz.)
5. Sunucumuza indirdiğimiz rpm kurulum dosyasını aşağıdaki komut ile kurmaya başlıyoruz. (webmin yazdıktan sonra tab tuşuna basarsanız dosya adı değiştiyse otomatik tamamlayacaktır): rpm -U webmin-1.660-1.noarch.rpm
Resmi büyütmek için tıklayınız
6. Kurulum tamamlandı.Sizde aşağıdaki resmi görüyorsanız işlem sorunsuzca tamamlanmıştır. http://ip-adresiniz:10000 adresinden root şifremiz ile webmin panelimize giriş yapıyoruz.
Resmi büyütmek için tıklayınız.
Webmin kurulumu bu kadar, kolay gelsin.
Yukarıdaki 3-4 işlemi yazılanları doğru okuyup yapamayan bazı arkadaşlar, dengesiz ve ahlaksızca yazılar ile yorumlar yapmış. Bu yazıları sildim ve yeni bir vps alarak ekran görüntüleri ile yazıyı düzenledim. Umarım tekrar görüp, yapamadıklarını anlayıp utanırlar. (“cd” komutundan sonra enter yapmayıp, diğer komutu yanına yazıyorlar. “cd” komutunun ne olduğunu bilmeyenler…)
Eğer hala bir VPS serverınız yoksa, burayatıklayıp Digital Ocean‘dan bir VPS alabilirsiniz.
Sayfalarımızın açılmadığı dönemler zaman zaman olabilir. Her açılmayan yada geç cevap veren her sayfaya attack geliyor diye bir şey yoktur.
Denial OF Service attack (DDOS) servis reddi anlamına gelmektedir. Saldırılar genellikle sunucuyu boğma/yıpratma olarak yapılır. Makinanıza aynı anda gelen istekler sonucu makinanın hattı yada kapasitesi yeterli kalmaz ve makina ya swap (load artışı, çökmesi) yada size verilen hattın tamamının kullanılması sonucu makinaya ulaşılamama (time out) yaşanır.
Ping Of Death Attack
Eskiden hatların ve makinaların düşük olduğu zamanlarda bizim dns için kullandığımız ping -t ile bile saldırı yapılabiliyordu. Buna Ping of death attack derdik. Buradaki amaç devamlı ping gönderimi sonucu makina artık kime ne cevap vereceğini şaşırıp, yüklenme sonucunda kafayı yemesi anlamına gelirdi. Artık bu tür saldırılar geri planda kalmıştır.
Syn Attack
Günümüzde en çok kullanılan saldırı türlerinden biridir. Aslında bu saldırıda bir nevi ping’e benzemektedir. Sunucu makinalarımız SYN ve ACK olarak, selam alır ve verir. Makinaya girişimizde bir nevi kimlik kontrolü yapılması için SYN gönderilir ve syn karşılığı olarak ACK ile cevap veren makinamız son işlem olarak traffiği açar ve web sayfalarını yada kullandığımız protocolü bize gönderir. Bu işlemin binlercesi yapıldığı taktirde artık makina yorulur ve cevap veremez hale gelir ve kullandığı port yada servis hizmeti kısa süreli bozguna uğratılır çünkü kotası dolmuş ve artık cevap veremez hale gelmiştir.
Diğer benzeri saldırı çeşitleri Smurf, Smurf Attack olarak sınıflandırılabilir çok yaygın değildir zaten saldırı çeşitleri hemen hemen birbirine benzer sadece geliştirilmiştir.
UDP Attack
Bu gibi saldırılar genellikle Linux makinalar üzerinden C# tarzı yazılımlarla yapılmaktadır. C++ olanlarıda vardır fakat pek tercih edilmez. Çünkü UDP’nin asıl amacı yüksek bazlı ICMP paketleri oluşturarak, hedef sunucunun tüm hattını kullanmaya çalışmaktır. UDP saldırılarının tercih edilmeme sebebi ise kolaylıkla engelleniyor olmasıdır. Yalnız en kuvvetli ve etkili saldırı tipidir.
Fiyatına göre olağanüstü hizmet sunan bir vps firmasıyla karşılaştım. Aylık sadece 5$’a vps sunucu sahibi olabiliyorsunuz. Üstelik panelleri o kadar kullanışlı ki yapmak istediğim her şeyi saniyeler içinde yapabiliyorum.
5$’a vps vermeleri yetmiyormuş gibi bir de promosyon kodları var. Çok fazla olmasa bile 5-10$ bakiye veriyor bu kodlar size. sonuçta 5$’a 2 veya 3 aylık vps kullanabiliyorsunuz. Panelinizde bir bakiyeniz birikiyor. Aylık 5$’lık vps kurduysanız ve bakiyeniz kuponlarla birlikte 15$ olduysa, her ay bu bakiyenizden kullanıyorlar. Bakiyeniz azaldığında, kredi kartı veya paypal ile bakiye yükleyebiliyorsunuz. Mükemmel birşey! Kontörlü sunucu gibi düşünsenize. Saatlik düşüm yapıyorlar bakiyenizden. Mesala bir vps kurdunuz, denediniz, kurulumlar yaptınız ve vps’i sildiniz. Kaç saat kullandıysanız ona göre düşüm yapıyorlar. Kalan bakiyeniz bir kenarda sizi bekliyor 🙂
Bir sunucunuz olması için yapmanız gereken şeyler şunlar:
2- Kayıt olduktan sonra karşımıza gelen ekrandan “Get Started” linkine tıklıyoruz.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
3- Karşımıza ödeme ekranı geliyor. Burada “Add a Credit Card” linkine tıklıyoruz.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
4- Daha sonra açılan ekranda promo code kısmına “DIVEIN10” yazıyoruz ve aşağıdaki ekran görüntüsünü görene kadar bekliyoruz.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
5- Bu işlemden sonra $10 hesabımıza yattı. Şimdi hesabımızı aktifleştirmek için bizde kredi kartı ya da paypal kullanarak $5 yatırmalıyız. $5 daha yatırdıktan sonra hesabımızda $15 paramız oldu ve yukarıda yazdığım özelliklerdeki bir vps i 3 ay kullanabiliriz.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
6- Kuruluma geçelim, öncelikle bir hostname belirtmemiz gerekiyor. İstediğinizi yazabilirsiniz. Ve isteğinize göre bir adet paket seçiyorsunuz.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
7- Select Region bölümünden VPS’in barınacağı konum olarak Amsterdam-1 (Türkiye’ye yakın olması nedeniyle) seçiyoruz. Eğer seçtiğiniz datacenterda o an için yer kalmadıysa seçmenize izin vermez. Ben New York-2 datacenterı seçtim. Bu datacenterda ilave olarak Private Networking özelliği mevcut. Ve VPS üzerine kurulacak sistemi seçiyoruz. Ben CentOS 6.4 x64 seçtim. Siz istediğinizi seçebilirsiniz.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız.
İşlem bu kadar, 1-2 dakika içinde VPS hazır. Kolay gelsin.
*** VPS sunucumuza Apache, MySQL ve cPanel kurulumunu bir sonraki yazımda anlatacağım.
İnternet devi Google, New York’ta düzenlediği Google Ideas (Google Fikirleri) zirvesinde baskıcı hükümetlerin internet sansürü uyguladığı ülkelerdeki kullanıcıların istedikleri internet sitelerine ulaşmalarını sağlamak için “UProxy” adlı yeni bir uygulama yarattığını açıkladı.
Chrome ve Firefox ile birlikte çalışacak olan UProxy sayesinde tüm internet kullanıcıları ABD ya da İngiltere gibi daha özgür internet yasalarına sahip ülkelerdeki arkadaşlarının internet sunucularına bağlanıp interneti sanki bu ülkelerdeymiş gibi kullanabilecek.
Uygulama sayesinde sadece güvendikleri, arkadaş listelerinde olan bağlantılarının internetini kullanacak olan kişiler devletin gözetlemesinden de kurtulmuş olacak.
Henüz deneme aşamasında olan UProxy’nin yaratıcıları Washington Üniversitesi bilim insanları ve Brave New Software şirketi, uygulamanın beta versiyonunu denemekte olduklarını açıkladı.
Google bu uygulamayı genel kullanıma açtıklarında devletlerin sansür uygulamalarını aşmak için herhangi bir teknik bilgiye ihtiyaç olmayacağını, UProxy uygulamasının herkesin anlayabileceği, kullanıcı dostu bir şekilde tasarlandığını belirtti.
Google Ideas yöneticisi Jared Cojen UProxy ile ilgili Time dergisine verdiği röportajda “Dünyada milyarlarca insan kendilerini ifade etme özgürlüğüne sahip olmadıkları ortamlarda yaşıyor. Biz onlara bizim sahip olduğumuz internete ulaşma imkanını sunmak istiyoruz. Kullanıcılarımıza karşı sorumluluklarımız olduğundan bahsediyoruz. Kuzey Kore, İran, Suriye ve Küba gibi ülkelerdeki kullanıcılarımıza karşı da bir sorumluluğumuz var. Ve bu ülkelerde karşı karşıya olunan güçlükler çok daha büyük” dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) daha önce kuruluş izni verdiği Rabobank’a faaliyet izni verdi.
şeklinde bir resim görebilirsiniz. Benim gibi bazı arkadaşların: ”Twitter’da o kadar çeviri yaptım ama neden ‘çevirmen’ ünvânı vermediler?” gibi soruları sorduğunu fark edince, ister istemez Twitter Translator ünvânı ile ilgili bir yazı yazma gereği duydum…
